Milliyet – 14 Mayıs 2004
Geçtiğimiz haftalarda yazdığımız yazılarda nitelikli konuta ihtiyaç olduğunu, ev satın almanın artık moda olmaktan çıktığını, ancak evin nitelikli olması halinde yine de gelecek için bir güvence olarak bakıldığını, iyi nitelikte olan konutlara talep olacağını hatta yatırım amaçlı bile satın alınabileceğini yazmıştık. Bu yazdığımız yazıların üzerinden birkaç ay geçti ve bu zaman içinde, geçmişte Emlak Bankası’nın ya da Toplu Konut İdaresinin geliştirdiği araziler üzerinde İstanbul’un her iki yakasında da yapılacak olan konutlar satışa çıkarıldı ve satışa çıkaran kurumların bile şaşıracağı düzeyde bir talep oldu. Giderek düşen banka faizleri, şu sıralarda bir miktar artış görünse bile, dövizdeki düşüş, küçük yatırımcıları ev almaya yönlendiriyor. Tabi yine nitelikli evden bahsediyorum, zira piyasada satılık çok sayıda ev var onlara hücum yok, hatta doğru düzgün bir talep dahi yok. Demek ki iyi yerde, iyi firmalar tarafından yapılacak olan, iyi projelendirilmiş evlere ihtiyaç var.
Peki amaçları yatırım projesi yapmak olan yapımcı firmalarımız bu duruma hazırlıklı mı? Bence bu konuda yeterince bir hazırlık yok. Geride kalan bir iki yıl içinde çok sayıda firma bu konuda bir hazırlık yapmadılar. Ekonomik kriz gerekçesiyle beklemeyi tercih ettiler yani bu gelişmelere hazırlıksız yakalandılar. Unutmamamız lazım ki 5 temmuz 2004 tarihinde bankaların mevduata verdikleri güvence 50 milyara inecek sonra da güvence kalkacak, bu da gayrimenkule olan talebi arttıracak. Küçük yatırımcılar bütün bu gelişmelerin farkındalar, firmalar ellerini biraz çabuk tutarak, iyi araştırmalar yapıp, halkın beklentilerine yanıt verecek, iyi projeler ortaya koymalıdır. Eski alışılageldik usulleri bir yana bırakarak, proje konseptinden, proje büyüklüklerine kadar konu ayrıntılı bir biçimde değerlendirilmeli. Ucuza mimari proje yaptırarak pahalı ev satmak devri artık geride kaldı.
Şimdi, zeminle ilgili tedbirlerin iyi alındığı, sağlam, güvenlikli, emniyetli, iyi tasarlanmış, iyi projelendirilmiş nitelikli ev devri başlıyor. İyi projelendirilmiş derken, mekanları kastediyorum. Mimarlarımıza da bu konuda biraz çaba göstermek düşüyor. Gelişen ekonomik ve sosyal koşulları iyi gözeterek tasarımlar yapmaları gerekiyor. Örneğin; evlerde çok amaçlı çalışma odaları artık bir gereksinim olmaya başladı. Kadının iş yaşamına katılması, internet ve bilgisayarın yaşamımıza bu denli girmekte olması yani elektronik ortamda yapılan çalışmalar, bunun yanı sıra evlerde yapılan el sanatları ürünleri giderek günlük hayatın bir parçası haline gelmeye başladı. Evlerde bu amaçla kullanılacak mekanlar talep edilmeye başlandı. Demek ki böyle bir mekana bugün daha çok gereksinim var. Çalışma odasının var olduğu evlerde de bu mekanlar küçük tutulduğu için artık yeterli gelmemekte. Tabi diğer mekanları da incelemek lazım. Yatak odaları hangi boyutlarda olmalı? Banyolar nasıl olmalı? Oturma alanları nasıl olmalı? Kısaca ideal bir yaşam alanı nedir? Nasıl olmalıdır? İyi bir tanım gerekiyor. Zira anlayışlar hızla değişiyor ya da yaşamın kendisi bu değişiklikleri zorluyor. Bütün bu gelişmeleri iyi izlemek gerekiyor. Bu anlamda şehir plancılarına, mühendislere, mimarlara, inşaat malzemesi üreticilerine, ev mobilyası üreticilerine, yapımcı firmalara önemli görevler düşüyor. Ortaya iyi bir ürün konulursa alıcı hazır.