Hürriyet – 19 Mayıs 2005
Hep konuşuyoruz, yazıyoruz, söylüyoruz; ülkemizdeki konutların yaklaşık yüzde 70’i kaçak ve gecekondu yapılar yüzde 30’u da yasal konutlar. Her dört yılda bir olmak üzere ortalama son 50 yıl içinde çıkan irili ufaklı 13 imar affı, kentleşme konusunda geldiğimiz noktayı özetliyor. Dünyada böylesi rakamlara sahip başka bir ülke var mı? Ya da böylesi gecekondu ve kaçak yapılaşma dünyada başka bir ülkede var mı? Yok. Peki bu kadar rahat gecekondu ve kaçak yapı yapılmasının nedenleri nelerdir ? Ayrıca kaçak da olsa, gecekondu da olsa, yasal konut da olsa bu yapıları üretmek bir maliyet olduğuna göre ve bu maliyet de karşılandığına göre, demek ki sorun; evin maliyetini karşılama sorunu değil. Nüfusa oranla dünyanın en fazla kapalı mekanına sahip ülkelerinden birisiyiz.Bu kapalı alanların maliyetini karşılayan halkımız neden kaçak konut ya da gecekondu yapma yoluna gidiyor? Hemen belirteyim ki; halkımızın öyle, kolayca gecekondu yapma eğilimi yok, gecekonduda oturan halkın neredeyse yüzde 70’inin kiracı olduğunu düşünürsek, olayın masum bir barınak sorunu olmadığı ortaya çıkar. Geriye kalan yüzde 30’ un ne kadarının gecekondusunu kendi ihtiyacı için yaptığı belli değil. Bu gecekonduların örgütlü biçimde, mafya tarafından yapıldığı bir gerçek. Siyasi iktidarların kamuya ait alanların yağmalanmasına göz yumması ve imar afları sonucu ortaya çıkan gerçek bu. Kaçak yapılara gelince durum burada farklı. Kaçak yapıyı yapan, kendi arazisi üzerine evini yapıyor. İyi de neden kaçak yapıyor? İşte cevabı; geçtiğimiz hafta Yapı Fuar’ında düzenlenen panelde Eston Yapı A.Ş. nin Genel Müdürü Salih Kuzu’nun açıklamaları doğrusu çok ilgi çekiciydi. Salih Kuzu bir araştırma yapmış. Açıkladıkları da son derece çarpıcı. Proje geliştiren inşaat şirketleri, kooperatifler, yasal olarak konut yapanlar hep bürokrasiden şikayet eder. Ancak ne kadar formalite ve zorluklar olduğu doğru dürüst ortaya konmamıştı. Bu süreci ben de defalarca yaşamama rağmen rakamlar konusunda doğrusu şaşkınlığa uğradım.
Salih Kuzu’nun araştırmasına göre; Bir inşaata başlamadan önce 200 imzaya gereksinim duyuluyor ve tam 40 ayrı harç ve vergi ödeniyor ve bu ödenen harç ve vergilerin tutarı konut maliyetinin yüzde 18’ini buluyor. Düşünebiliyor musunuz, bir inşaata başlamak istiyorsanız tam 200 ayrı yerden imza bekliyorsunuz ve tam 40 ayrı çeşit vergi ve harç ödüyorsunuz. Üstelik de bu harç ve vergiler toplamı konut maliyetinin yüzde 20’sine yakın. Bu rakamların içinde inşaat süresince ve bitiminde ödenecek harçlar ve imzalar yok. Dünyanın neresinde daha inşaata başlarken konut maliyetinin yüzde 20’si harç ve vergi olarak ödeniyor ve böyle yüzlerce imza atılıyor? Bu rakamlardan sonra kaçak ve gecekondu yapıların nedenini herhalde tartışmamıza gerek yok. Zira tartışmamız gereken esas neden dikkatten kaçıyor.