Milliyet – 5 Aralık 2003

M5-Aralik-2003-B20 yılı üst düzey yöneticilik olmak üzere, 25 yıl kooperatif yöneticiliği yaptım. Bu geçen süre içerisinde en çok karşılaştığım soru “ Ben filan yıl bir kooperatife üye oldum, evim hala bitmedi. Şimdi kooperatiften ayrılmak istiyorum, paramı geri alamıyorum, ne yapmalıyım?”oldu.

Aktif kooperatifçilik görevlerim olan KONUTBİRLİK ve TÜRKKENT Genel Başkanlığını bıraktıktan sonra, artık bu soruyla muhatap olmam diye düşünüyordum. Ancak geçen hafta birisi eşimin vasıtasıyla, diğeri de yakın bir arkadaşım vasıtasıyla iki kooperatif üyesi aradı. Sorun ve soru yine aynıydı. Yakınlarım vasıtasıyla arayan bu kişilere yine de yardımcı olmaya çalışırken, bu konuda bir yazı yazmamın uygun olacağını düşündüm. Bugün ülkemizde halen yaklaşık 40 bin kooperatifte, milyonlarca konut kooperatifi üyesi var. Birisi TÜRKKENT diğeri de TÜRKKONUT olmak üzere iki de merkez birliğimiz var. İki merkez birliğinin çatısı altında konut üretmekte olan aktif kooperatif sayısı yaklaşık 2 bin civarında, evleri yapılmakta olan üye sayısı da 100 bin civarındadır. Yani ülkemizde kooperatiflerden ev bekleyen her 10 üyeden 9 tanesi örgütsüz, merkez birlikleri ile bağlantısı olmayan kooperatiflere üye kişilerdir. Hiç kuşku yok ki ortada böylesi bir tablo varsa “Ben filan tarihte bir kooperatife üye oldum, evim hala bitmedi.

Şimdi ayrılmak istiyorum, paramı nasıl geri alacağım?” sorusuna daha çok muhatap olacağız demektir. KONUTBİRLİK ve TÜRKKENT Başkanlıklarım sırasında birçok ülkenin kooperatifçileriyle mesleki anlamda yakın ilişki içinde oldum. Aslında böylesi sorunlarla o ülkelerde geçmişte karşı karşıya kalmışlar. Özellikle 2. Dünya Savaşı’ndan sonra, yıkılan Avrupa kentlerinin yeniden inşasında çok aktif olarak görev üstlenen kooperatifçilik kesiminde birçok aksaklık ortaya çıkmış, ama üst örgütlenmeler yoluyla, yani kooperatifler birlikler kurarak, birlikler merkez birlikleri kurarak ve hükümetlerin de bu örgütlenmeleri, hem maddi olarak, hem de yasal düzenlemelerle güçlendirmesiyle sorunların üstesinden gelmişler. Başka ülkelerdeki konut kooperatifleri merkez birlikleri 100 yılı aşkın bir süredir aktif olarak faaliyet göstermelerine karşın bizim iki merkez birliğimiz henüz 20 yılını tamamlamadığı gibi hiçbir şekilde, hiçbir dönemde hükümetlerden neredeyse hiç destek görmemiştir. İşte bu nedenle, ülkemizdeki konut kooperatifleri başka ülkelerin ürettiklerinden çok daha fazla konut üretseler de yaşanan sorunlar hiç bitmemiştir. Kooperatiflerden istenilen ölçüde verim sağlanamamıştır. Kooperatiflerden insanlarımızın ağızlarının yanmasının nedenlerinin başında; bilgisiz kooperatif yönetimi, kooperatifleri ticaret yapma aracı olarak gören kooperatif yöneticileri ve yolsuzluk yapmayı kafasına koyan kooperatif yöneticileridir. Bunları önlemenin başlıca yolu da Merkez Birliklerini güçlendirmekten geçer.

Yani bundan sonra kooperatife girecek üyeler o kooperatifin yetkililerine,“Bir birliğe üye misiniz? Birliğiniz Merkez Birliğine yani TÜRKKENT ya da TÜRKKONUT’a üye mi?” diye soracak. Eğer gireceğiniz kooperatif, bir birliğe, birlik de TÜRKKENT ya da TÜRKKONUT’a üye değilse o kooperatiften mümkünse uzak durun. Diyelim ki iş işten geçti. Şu anda bir kooperatif üyesisiniz ve kooperatif bir birliğe üye değil. Yapılacak ilk genel kurulda, kooperatifinizi TÜRKKENT ya da TÜRKKONUT’a üye bir birliğe üye olmaya zorlamalısınız. Buna karşılık, kooperatifinizin yöneticisi, “Ne yapacağız bu birliklere girip, aidat alıyorlar, masraf oluyor” gibi gerekçeler gösterirse, bunlar son derece anlamsız gerekçelerdir. Zira kooperatifler kar amacı gütmeyen sosyal ekonomik dayanışma örgütleridir ve tüm amaçları kooperatif üyelerinin tam, zamanında ve eksiksiz ev sahibi olmalarını sağlamaktır. Dolayısıyla üst birliklere ödenecek küçük aidatlar üyelerin büyük kayıplarını ve mağduriyetlerini önleyeceklerdir.